ÖZ ŞEFKAT YOLCULUĞU


ÖZ ŞEFKAT YOLCULUĞU
Yaşam; zorlu, kafa karıştırıcı, kimi zaman neşeyle saran kimi zaman da tüylerimizi ürperten deneyimlerle dolu bir yolculuk. Hepimiz anlamlı ve mutlu bir yaşamın peşinde koşar haldeyiz. Korku, kaydı, endişe, öfke, depresyon, sevdiklerimizi kaybetmek, hayat planlarımızın rayından sapması, zorlayıcı ilişkiler, acı hatıralar, travmalar, sağlık problemleri, ekonomik kaygılar hepimizin hayatında bildiği, dönem dönem yaşadığı sıkıntılar. Hayata pozitif gözlerle bakan olmayı becerebilsek bile hepimiz etrafımızı saran, içinden geçtiğimiz yaşamın daha kolay, daha adil, daha huzurlu olmasını istiyor, bekliyor ve bunu sağlamanın yollarını araştırıyoruz. (1)
Hayat hepimiz için yukarıda tanımladığım gibi kimi zaman zorlayıcı kimi zaman keyifli sürprizlerle dolu ise bunların içinden geçerken yaslanacağımız bir tırabzan, destek alacağımız bir baston ne olabilir ki anlık hezeyanlarla savrulmadan dalgalı denizlerde sörf yapan olabilelim?
Doğu yaklaşımının binlerce yıllardır desteğini gördüğü felsefe ile bugün batı dünyasının nöroloji alanındaki araştırmaları bizi Mindfulness, Ortak İnsanlık Hali ve Öz Nezaketin kapısına çıkarıyor.
Yaşama bakış açımızı, paradigmalarımızı, kısıtlayıcı inançlarımızı, beklenti ve gerçekleşme arasındaki farkların kökünü görebildiğimiz ölçüde acıdan özgürleşebiliyoruz ve özgünleşebiliyoruz. Doğu öğretisinin binlerce yıllık deneyimi ve batının bilimsel araştırmaları bu özgür ve özgün olma yolculuğunun Mindfulness – farkındalık öğretisi ile açıldığını, farkındalık geliştikçe kalbin uyanmaya başladığını ve uyanmış kalbin şefkat ve öz şefkatle sarmalandığını gösteriyor.
Peki, Mindfulness nedir? (2)
Mindfulness, dikkatin bir niteliğidir; metta dikkat: Maksatlı olarak, açık, nazik ve yargıdan ari olarak, dikkat etmekten doğan farkındalıktır. An içinde olanı, gerçeği ve üzerindeki sis perdesini dağıtabilmek amacıyla fener tutmak diyebiliriz belki. Geçmiş deneyimler, gelecek beklentileri, zihnin paradigmalarından ari bir halde olanı görebilme becerimizi geliştirmektir. Yaşama tüm bildiklerinin ötesinde bambaşka bir açıdan; çocuksu, saf, berrak bir zihin, açık bir kalp ve uyanmış bir öz ile bakabilme becerisidir. Mindfulness büyüyüp gelişirken yanına şefkati alır. Bir elmanın yarısı gibidirler birlikte. Mindfulness olmadan şefkat; acının içinde kavruluşu yaşamlarımıza getirebilirken, şefkat içermeyen mindfulness da duygusuz, tepeden uçan bir kartal gibi yaşamla mesafeli, kopuk, soğuk bir ilişkiye girmemize vesile olabilir. Bu sebeple mindfulness ve şefkat bir kuşun iki kanadı, bir elmanın iki yarısı diyebiliriz.
Şefkat; acının olduğu yerde açığa çıkan, doğuştan gelen bir becerimizdir. Yıllar içinde, içinde yaşadığımız kültür, aile yapımız, geleneklerin baskınlığı, kapitalist sistemin zorlamaları ile şefkatten uzaklaşır, hatta yanlış olduğuna dair inançlar bile geliştirebiliriz. Kendi hayatlarımızın ve yaşamı paylaştığımız tüm canlıların yaşamlarının dönüşümü için önce şefkati yeniden hatırlamak gerekiyor.
Şefkat:
- Acıdan doğar,
- Acıyı anlamayı, görmeyi gerektirir,
- Acısı olan için iyi dileklerde bulunmayı barındırır,
- Acısı olanın acısının hafiflemesi için dile getirdiğimiz niyetin, isteğin gerçekleşmesi için eyleme geçmeyi içerir.
Şefkat de mindfulness gibi bir bahçıvan gibi yetiştirilecek, büyütülecek bir tohumdur. Sevgi dolu nezaket ile içimizde büyümeye başlar. Şefkati anladıkça, zihnimiz ve kalbimiz şefkatli bir hale evirildikçe öz şefkatin unsurlarını yaşamlarımıza almamız kolaylaşır. Birbirimizin acılarını gördükçe, anladıkça yalnız olmadığımızı, hepimizin benzer acılardan geçtiğini ve bunun bir ortak insanlık hali olduğu idrakine varırız.
“İnsan, bizim evren dediğimiz bütünün, zaman ve mekanla sınırlı bir parçasıdır. Kendisini, düşüncelerini ve duygularını bir tür optik bilinç yanılgısı içinde diğerlerinden ayrı bir şey olarak deneyimler. Bu yanılsama bizim için bir tür hapishanedir.; bizi kişisel arzularımızla ve bize en yakın birkaç kişiyle duyulan sevgiyle sınırlamaktadır. Görevimiz, şefkat çemberimizi tüm canlıları ve tüm güzelliğiyle doğayı kucaklayacak şekilde genişleterek kendimizi bu hapishaneden kurtarmak olmalıdır.” -Einstein – Einstein Papers
Kendimize öz şefkatin bileşenlerini sunmaya adımlarken bunun yin ve yang formlarında geziniriz. Kimi zaman yatıştırıcı, yumuşak, sakinleştiren ve destekleyen bir şefkat içinde olma izni kendimize tanıyabilir, kimi zaman “buraya kadar, net çizgim bu der ve daha koruma, kollama odaklı harekete dayanan bir yang şefkat sunmayı seçebiliriz. Tarzımız hangisi olursa olsun, o an ihtiyacımız olan, şefkat türünü sunmak, Einstein’in da belirttiği gibi hepimizi hapishanelerimizden özgürleştirme araçları ve her birimiz bu özgürlüğü ve özgünlüğü hak ediyoruz.
Öz Şefkat Nedir?
Öz şefkat, kalbinin bir başkasının acısına duyduğu nezaketli ve kapsayıcı yaklaşımı kendine bir arkadaşına sunuyormuş gibi gösterebilme dileğidir. Kalbin kendine, benliğine ve bütünün bir parçasına ait olmaya uyanışıdır. Kapsayıcı, affedici, kabul edici cömertliktir kendine sunduğun.
Başkalarına sunmakta çekinmediğimiz öz şefkati kendimize gösterirken bazı kısıtlayıcı inançlarımızın etkisi altında kalabiliriz. Öz şefkat çalışırken oluşan hallerimize açık farkındalıkla baktığımızda aşağıdaki hususların bizi geri çektiğini fark edebilir, dönüşüm için mini eylem adımlarımızı nerede ve nasıl kolaylıkla atabileceğimizi de gözlemleyebiliriz ki bu da öz şefkatli farkındalık yolculuğuna çıkmak için önemli bir adım sayılır.
- Öz şefkat, kendine acıma değildir. Mağdur, kurban yapmaz bizi, insan olduğumuzu hatırlatır, acının doğasını görmemizi sağlar.
- Öz şefkat, bizi zayıf kılmaz. Aksine zorlanmalarımızı fark ettiğimiz yerde şu an neye ihtiyacım var sorusu ile cesaretli, rezilyant adımlara yönlendirir.
- Öz şefkat, bencil yapmaz bizleri. Kendi ihtiyacı göremeyenin başkalarına körleşen gözlerinin de ışıkla buluşmasına vesile olur. Her bir kimliğini besleyen özün ihtiyacını görme, anlama ve giderme niyetini besler ki bu da öz güçlendikçe, merkezinde ve dengede oldukça tüm kimliklerinde de cömertliğinin deneyimlenmesine alan açar.
- Öz şefkat, tembelleştirmez. Fark ettirir, olayın bütününü görme, idrak etme yetimizi besler. Parçalardan varsaymak yerine bütünle bağını daha kapsayıcı açıdan deneyimleme fırsatı sunarak sandığından daha fazla seçeneğimin olduğunu hatırlar.
- Öz şefkat, sadece büyütür, kapsama alanını genişletir, kabule, şükrana, minnete ve yaşamla yeniden, daha derinden temasa izin verir ki bu da yaşam amacın izinde motivasyonu yüksek olarak yürümene vesile olur.(4)
Şefkat ve öz şefkat yolculuğu kırılganlık içerir. Kendine, bugüne kadar kendinle ilgili bilgine bambaşka bir pencereden açılmak, tüm çıplaklığınla kendini görmek, sarmak, kendin için yaşamayı seçip varlığını bütüne sunmak hem heyecanlı hem de inişli kalkışlı bir yolculuktur. Neşeli gözyaşlarının eşlik ettiği bir bahar yağmurudur. Kalbinde her bir gözyaşı damlası kabul, anlayış, tefekkür, iç barış ve özgüven için tohum sular.
“Kalbinize dokunmaya ya da dokundurmaya başladığınızda, kalbinizin derin, engin, dipsiz ve sınırsız olduğunu keşfetmeye başlarsınız. Kalbinizde ne kadar çok yer olduğu kadar, içinin ne kadar sıcak ve yumuşak olduğunu da keşfetmeye başlarsınız.” – Pema Chödrön (3)
Kaynaklar:
- Paul Gilbert, Şefkatli Zihin, Diyojen Yayıncılık, 2022
- Kristen Neff, Öz Şefkat, Diyojen Yayıncılık, 2021
- Pema Chödrön, Start where you are: A Guide to compassionate living, Boulder, Co: Shambala, 2018
- Neff & Germer, 2018
Hande Mistili
İstanbul,
2022, Mayıs

Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir...

ALIŞKANLIKLARIN DEĞİŞİMİNDE ÖZ ŞEFKATİN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜ
- Temmuz 10, 2023
- tarafından Lale Yılmaz
- içinde MINDFULNESS

Zihin ve Beden – Uyku Sağlığı

Öz Şefkat
