NEFES…


Doğduğumuz an yaşamı başlatan ve olmadığı anda da yaşamı sonlandıran bir mucize NEFES. Son 40 yıl içinde, hepimizin yüzü adım adım bu mucizeye dönmeye başladı. Stresi azaltan etkisi, bütünsel sağlığa katkısı, panik atak, depresyon tedavilerindeki etkinliği, zorlu tedavi süreçlerinde hastalığın seyrine pozitif katkısı, kalp damar sağlığını koruyuculuğu derken birden NEFES mucize olarak adlandırılmaya başlandı. Ve öyle de, çok şükür.
Nefes almak hayatımızda iki sebeple çok önemli… Bir içeri ana besin kaynağımız oksijen almak ve diğeri hücrelerimizde process sonucu açığa çıkan karbondioksiti dışarı atmak.
Her nefes ile içeri aldığımız hava %79 Nitrojen, % 20 oksijen, % 0,4 Karbondioksit, eser miktarda diğer gazlar ve su buharı içerir.
Her nefes verişimizdeki hava ise % 79 Nitrojen, %16 oksijen, % 4 karbondioksit, eser miktarda diğer gazlar ve su buharı içerir.
Doğal olarak zaten eğer doğru nefes alıp verebilirsek içeride % 4 oksijen açısından bir avantaj ancak sağlanabilir.
Günümüzde kirlenen hava, kapalı ofislerde çalışma koşulları, sürekli oturmak ve hareketsizlik üzerine stres kaynaklı duruş bozuklukları da etkilediğinde zaten hem fiziki koşullar hem de bedensel fizyolojimiz olarak oksijen kaynağından fazlası ile uzaklaşmış oluyoruz.
Bugün herkesin dikkatimizi nefese çekme çabası ya da zihni sakinleştirme, bedeni gerginlikten arındırma egzersizlerinin arkasında hep nefes bu bilgiye dayanarak yatıyor. Çünkü bilimsel olarak da ispatlanmış ki oksijen tüm organlarımız, hücrelerimiz için elzem. Oksijen yetersizliği başta kanser ve kalp damar hastalıklarının yanı sıra beyin fonksiyonlarının da gerilemesindeki en büyük etken. Diğer taraftan sakin ve derin bir nefes ile de beynin gri madde bölümünün çoğaldığı, bedendeki hormonların dengelendiği, acıya dayanıklılığın arttığı, kalp sağlığının korunduğu, stresin azaldığı tespit edilmiş halde.
O zaman nefese biraz daha dikkatli bakmak zannediyorum hepimiz için elzem.
Doğru Nefes burundan başlamalı ve burunda bitmeli. Ağız ile nefes alıp verdiğimizde mikroplara açık hale geliyor, bağışıklığımıza zarar veriyoruz. Diğer taraftan burun içindeki sistem kurumadan derin ve temiz bir nefes almamızı sağlarken ağız; yani geniz, yutak bölümlerimiz sürekli derin nefes almamızı sağlayacak neme sahip olmadığı için derin nefesleri de mümkün kılmıyor.
Derin bir nefesle burundan içeri aldığımız oksijen, beden hareketleri ve zaman zaman dinlenme ile kanımızı ve kanımızın dolaştığı çeşitli beden bölümlerimizi arındırıyor. Bu sebeple hareket etmek, derin nefesler almak ve dinlemek hepimizin sağlığı için elzem. Bu öyle bir etkileşim biri hepsini etkiliyor. Birinde başlayan bozulma doğal olarak hepsini bozuyor.
YAŞAM ENERJİMİZ VE NEFES
Yaşam enerjimiz düştükçe gerilim, stres, tükenmişlik, bıkkınlık, endişe, umutsuzluk, tembellik, çaresizlik, öfke, kıskançlık gibi tüm negatif sayılabilecek duygu, düşünce ve tutumlar hayatımızda yer kaplamaya başlıyor ve freni boşalmış bir kamyon gibi hızla sona doğru koşar buluyoruz kendimizi.
Nefes ne kadar derin, sakin ve bol ise zihin de o kadar sakin, dingin ve üretken hale geçiyor. İçeride bol oksijen yani besin ve sağlık barındırmış oluyor.
Yaşam enerjimiz yüksek olduğunda canlı, diri, enerjik, yaratıcı, mutlu, neşeli ve kabına sığamaz haldeyizdir. Umutlarımız, hayallerimiz vardır, kendimize ve geleceğin pozitif güzelliklerle dolu olacağına güveniriz.
Ne zaman ki yaşam enerjimiz düşse tüm aksiliklerin bizi bulduğu, umudun olmadığı, hayal yerine hayal kırıklığının bizim hakkımız olduğuna inanırız. Cansız, ilgisiz, bitkin, güçsüz, umutsuz, karamsar, aşırı negatif düşünceli, mutsuz, huzursuz oluruz. Depresyonlu günler bizimdir. Fiziksel sağlığımız da gün be gün bozulmaya başlar. Sık grip olur, en ufak hava değişiminden etkilenir; hemen yatağa serilir hale geliriz.
Yaşam enerjimiz yüksek olduğunda evrene, Yaradana güvenimiz ve inancımız tamdır.
Kendimizi desteklenen, beslenen, korunan olarak bilir, bunu kabul eder ve kendimizi hayatın akışına bırakırız.
Yaşam enerjimiz yüksek olduğunda ilişkilerimizde dengeli, uyumlu, tatmin bir partner oluruz. Anlayışlı, destekleyen, alan açan ve özgür bırakan oluruz. Kendine güveniyor olmanın, kendini güvende, tam, bütün ve sağlıklı hissetmenin hediyesidir etrafımızla paylaştığımız. Oysa enerjimiz düşük olduğunda kendimize güvenimiz de hemen iner aşağı, alıngan, hassas, kırılgan, öfkeli, kızgın, sinirli, gergin, kafası karışık, huzursuz, sürekli yargılayan, suçlayan ya da hata arayan halde dolaşırız. Ne işimizdeki çalışma arkadaşlarımız ne evdeki çocuklarımız ne de eşimiz ve arkadaşlarımız için destekleyen ve besleyen bir partner değilizdir. Hatta herkesin adım adım bizden kaçtığını görürüz. Üzerine bir de terk edilmişlik hissi ya da terk edilme tehdidi eklenir. Buyurun depresyon en derinden bizimle…
Bu sebeple NEFES almak çok önemli… Nefesi almak, duymak, hissetmek ve hizmetimize sunmak… Aynen uykuda aldığımız gibi nefes almak…
NEFES FARKINDALIĞI, NEFESİMİZLE EVREN BAĞIMIZ
İnsan doğası dahil, doğanın tamamı ile aramızdaki bağı nefesimize getirerek hissederiz. Nefesimizin organik, doğal ritmi tüm evrenle ilişkilidir. Doğadaki her şey kayalar, taşlar, denizler dahil sabit, akışkan görünen her şey sürekli titreşir, çarpar, daralır, genişler, sadece biraz daha yavaş bir hızla. Yüzyıllar içindeki kıtaların oluşumu belki en güzel anlatır bunu.
Nefes dış dünya ve iç dünyamız arasındaki bağdır. Nefes farkındalığımız ne kadar gelişirse bu iki dünya arasındaki köprüyü, birbirimizle olan bağımızı da o oranda fark edebilir ve yaradılışın tüm unsurları ile aramızdaki bağı, alışverişi daha çok hissedebiliriz. Bu bağ ne kadar kuvvetlenirse yaşam enerjimizin, olanı olduğu gibi kabulün, iç ve dış barışın daha çok bizimle olduğunu ve hayatın akışına güvenmenin erdemini yaşayabiliriz. Nefes alış ve verişin doğallığına, kontrolsüz teslimiyet; bize hayata teslimiyeti ve güveni de öğrenmemiz için yoldaşlık yapacaktır.
Madde dünyanın yorucu, bunaltıcı ve çoklu uyaranları, şekil ve şart peşinde koşmanın ve yapma halinden olma haline geçişin zorluğu; hatta bunun bile çerçevesinin tanımladığı dünyada içe, kabule, barışa, huzura ve teslimiyete nefes farkındalığı ile adım adım geçebiliriz.
Nefes çalışmalarına başladıktan belli bir süre sonra zihninize, bedeninize, duyumlarınıza, duygularınıza ve davranışlarınıza dair farkındalığınız artacak, kendiniz ile olmanın dingin tadını yaşamaya başlayacaksınız. Her nefes alış ve verişinizle an be an değişen, dönüşen bedeniniz, düşünceleriniz, duygularınız, davranışlarınız, dürtüleriniz ile tanışacaksınız.
Nefes çalışmaları meditasyon ve mindfulness egzersizlerinin en güçlü temelinin inşa aşamasıdır. An içine, olanı olduğu gibi kabul ederek, mücadelesiz, saf enerjiyi hissederek, var olmanın içine koşulsuz sevgi ve kabul ile yerleşmeye alan açandır.
Zihninizi, düşüncelerinizi, içinizden yükselen tepkileri, bunların bir gün önceki ile benzerliği, yaşam içinde verdiğiniz tepkilerin simülasyonu olduğunu fark etmenize ve kendinize gözlemci olmanıza yardım eder.
Farkındalık, gözlemlemenin bir sonucudur. Farkındalık; değişim ve dönüşüm alanında aydınlatıcı bir etki yaratır ve bize hayatta seçim yapma şansımızın olduğunu, yaşadıklarımızın kök nedenlerini çocuksu, oyuncu bir yaklaşımla yanaşmamıza izin verir. Nefes burada farkındalığın ışığını ateşler.
Kendimizle, zihnimizle, düşüncelerimizle, bedenimizle giriştiğimiz yorucu mücadeleden dingin ve kabule geçen, sakin, olma halini deneyimle kapısını her geçen gün adım adım açar.
Nefesinizi tanımak, ritmini, akışını, alış – verişin farkını, nefesi tutma hallerinizi, nefesin rahatlatıcı, gevşetici, sinir sisteminiz üzerindeki güçlü etkisini yaşamayı sağlar.
Nefes odaklanmanın, geveze zihin üzerindeki etkisini deneyimlemenize izin verir.
Nefes, tanınmış meditasyon hocası Pema Chödrön’nin de belirttiği gibi “kendinle arkadaş olmayı” sağlar. Nefes çalışmaları esnasında zihin, beden dış uyaranlara daha kapalı hale gelir ve sizi meditatif alana doğru çeker. Bu yüzden de meditasyon pratikleri nefes çalışmaları ile başlar ya da zorlandığımız anlarda nefesin sihirli gücünü yanımıza almaya çalışırız.
Nefes,yaşamı bilinçliliğe bağlayan, bedeninizle düşüncelerinizi birleştiren bir köprüdür.
Aklımız dağıldığında, aklımızı denetlemenin en kolay aracıdır; nefesimiz.
Nefesimizi denetim altında tutmak başlı başına farkındalığın kendisidir. Bilinçliliğimizi nefesimizle denetlemek mükemmel bir yöntemdir.

Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir...

NİTRİK OKSİT
- Haziran 6, 2023
- tarafından Lale Yılmaz
- içinde NEFES

NEFESİN İYİLEŞTİREN GÜCÜ

SİNDİRİM SİSTEMİ ve NEFES
